Corona Virus (COVID-19) ile Hayatımıza Giren Değişiklikler;
2002 yılından beri profesyonel olarak bilişim sektöründe olan birisi olarak sektördeki 19. Yılımdayım. Benim gibi hatta bizim üstatlarımız gibi bu sektörde daha fazla tecrübeye sahip insanlar geçirdiğimiz bu yıllardaki pek çok dönüşümü hatırlayacaktır. Eskiden sistemler merkezi iken 2000’ li yıllarda başlayan dağıtık yapı 2010 ile başlayan ve 2020 de artık bir trend haline gelen bulut bilişim ile tekrar merkezi yapılarak dönüşmektedir. Ya da 2000’ li yıllarda hayatımıza giren sunucu sanallaştırma ile 2010 yılında hayatımıza giren bulut teknolojileri aslında 10 yıllık dönüşümleri yakalama adına çok güzel örneklerdir. Yazımın başında da söylediğim gibi bu ve bundan çok daha fazlasını hatırlayan insanlar belki o günleri tebessüm ile hatırlayacaktır. Biz bilişim sektörü emekçileri ise bu hızlı değişimi yakalamak için elimizden geleni yapıyoruz. Verdiğim örnekler on yıllarca değişimin tamamlandığı örnekler olabilir ancak ne yazık ki bu tür köklü değişimler ile beraber aslında kullandığımız, kullanmayı planladığımız her türlü teknolojide değişim geçirmektedir. 2000’ li yıllarda birkaç ürün veya teknoloji bilerek tüm bir şirketin iş ihtiyaçlarını karşılayabiliyorken günümüzde her bir alanda çok ciddi uzmanlıkların olduğunu görebiliyoruz. Çok basit bir özetle teknoloji çok ciddi şekilde hızlandığı gibi daha karmaşık bir hal almıştır. Artık güvenlik başlı başına bir uzmanlık olmaktan çıkmış güvenlik ana başlığı için bile onlarca alt uzmanlıklar oluşmuştur. Eskiden network, ağ uzmanı dediğimiz de router, switch, ip yönetir cihazları şirketleri bir birine bağlar diyorduk oysaki şimdi yazılım tabanlı mimarilerden tutunda network güvenliği bile tek başına bir uzmanlık gerektirmektedir. Bu örnekleri aklınıza gelen her bir teknoloji alanı için çeşitlendirebilirsiniz. Ben şahsen kendi uzmanlık alanlarımdan bile örnek versem durum aynı, Microsoft sistemlerinde 2000’ li yıllarda uğraştığımız konulardan bulut uzmanlığına evirildiğimiz bu dönemde bile pek çok ayrı uzmanlık alanının olduğunu görebiliyoruz. Peki bu kadar zorlu bir mesleğe sahip olmamıza rağmen geldiğimiz noktada şirketlerimiz için ne kadar önemliyiz? Malum pek çok meslek durağandır, yani üniversitede veya meslek hayatınızın ilk yıllarında öğrendiğiniz bilgiler ile belki 20 yıl aynı işi yapabilirsiniz ve bu şekilde çok fazla meslek var. Tabi ki bu meslekler de zaman zaman küçük iyileştirme, güncelleme oluyor ama temel mantık değişmiyor. Biz bilişim emekçileri ise genel olarak yüksek mesaili ve özel hayatımızdan fedakârlık yaparak şirketimize katkı sağlamak için çalışıyoruz. Peki bilişim bu kadar önemli mi? Genel olarak yöneticilerimizin veya şirket sahiplerinin vizyonu ile doğrudan ilişkili olan bu sorunun cevabı ne yazık ki EVET. Ne yazık ki diyor olmamın sebebi Türkiye de teknolojiye yatırım yapan ve ciddi manada kullanan şirket sayısı çok yüksek değil. Hatta bilgi sistemleri departmanlarını sürekli para harcayan bir departman gibi görmek, kendi evinde şahsi bir bilgisayarının yıllarca bilgi sistemleri desteği olmadan çalıştığını ve bilgi sistemleri çalışanlarının ne yaptığını soran yöneticiler bile gördüm. Burada aslında kaybeden hep şirketler oluyor çünkü bilişim teknolojisini kullanıp kaybeden bir firma bulamazsınız. Tabiki burada bilgi sistemleri çalışanlarına çok iş düşmektedir. Bilgi sistemlerinin en büyük görevlerinin başında tabiki şirketin sürekliliği, kesintisiz çalışması, olası güvenlik risklerine karşı koruma, felaket anlarında iş sürdürülebilirliğini sağlama ve nihayetinde en kötü senaryoda dahi verilerin kurtarılmasını sağlamak yer almaktadır. Ancak bunlar aslında bizim en temel görevimizdir. Peki bizi farklı kılan ne olmalı? Tabiki şirketlerin özellikle rekabet gücünü arttıracak, operasyonel verimliliğini üst seviyeye çıkaracak çözümler ile şirketimizi daha rekabetçi ve daha üretken bir şirket haline dönüştürmektir. Tabiki yaptığımız bu projeler aynı zamanda karbon salınımını azaltan ve bu sayede doğanın kendisini korumasına yardımcı olan sonuçlar doğurmaktadır. Özetle hem şirketimize hem de canlı yaşamına destek veren nadir ekiplerden biriyiz. Peki bugüne kadar değerimiz çok anlaşıldı mı? Tabiki HAYIR. Ancak Corona Virus ile birden her şey değişti. Yıllarda bilişim altyapısına yatırım yapmayan şirketler birden belki ilgili şirket çalışanın ömründe görmediği bütçeleri gördü, vermediği siparişleri verdi. Düne kadar masraf olarak görüşen bir ürün ve teknolojilerin aslında şirketlerin yaşaması için gerekli olduğunu anladılar. Şunu düşünebilirsiniz; Bu çok olan üstü bir durum ve böyle durumlar için sürekli hazır olmaya gerek yok. Aslında bu düşünce yanlış çünkü şirketler öncelikle rekabet ve karlılık için yarışır ve bu yarışta bilişimin gücü esas etkenlerden biridir. Ancak iş sürekliliği ise her an gerekli ve şirketlerin hayatta kalmasının ana etkenidir. Virüs, Deprem, Sel felaket veya başka örnekler gerek ülkemizde gerekse Dünyanın dört bir yanında yaşanan gerçeklerdir. Zaten bu kadar riskli olmasa pek çok şirket felaket senaryosu üzerinde çalışmaz. Tabiki her şirketin dijitalleşme endeksi farklıdır. Yani şirketlerin iş ihtiyaçları sahip oldukları dijital veriler ve bu verileri işlediklerinde elde edecekleri rekabet gücü, karlılık ile doğru orantılıdır. Zaten bu yazının amacı da bu tür şirketler de çalışan bilişim personeline verilen önem noktasında bir farkındalık oluşturmaktır.
Peki gelelim yazının özetine, uzun lafın kısası gerek kendi müşterilerimde gerekse sektörden gördüğüm virüs kaynaklı uzak çalışma dönüşümünü bilişim personelleri ciddi manada iyi yönetti. Evet lisansı, cihazı veya ekipmanları eksik olanlar bu konuda geç kalmış olabilir, yine malum bir anda tüm şirket çalışanlarının eş zamanlı evden veya uzaktan çalışmasına göre kimse donanım almaz. Bu ne firewall için ne laptop ne de diğer yazılım ve ekipmanlar için geçerlidir. Ancak kurduğumuz alt yapılar, sahip olduğumuz bilgi ve birikim, tecrübeli danışman ile çalışma, üreticilerin sağladığı ücretsiz bazı imkanlar derken sağlık personelimiz gibi aslında akşamları alkışlanması gereken bir de bilişim personellerimiz var.
Hayatın devamlılığı için çalışan sağlık personellerimizin yeri doldurulamaz ve onlara olan saygımız mutlak, ancak enerji, ulaşım, iletişim başta olmak üzere evlerimizde dahi olsak hayatın devamlılığını sağlayan ve özellikle bu bahsi geçen kritik personelin tüm arka plandaki işlerinin kusursuz yürümesini sağlayan bilişim personellerini unutmamak gerekli.